20 Mayıs 2020 Çarşamba

“Başbakanlığı bırakma sebebim Pelikan bildirisi değil, MKYK fitnesiydi”


Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, Başbakanlıktan ayrılışının sebebinin Pelikan Bildirisi olmadığını belirterek, “Esas benim ayrılmamı başlatan süreç, 29 Nisan’da ben Katar’dan gece sabah 4’e karşı indikten 5 saat sonra saat 9’da, gece benim aleyhimde o saatlerde toplanan imzalarla MKYK’da benim yetkimin budanma çabası” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Gazeteci Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalında canlı yayın konuğu oldu.

Geçmişte yaptığı 3 hata nedir?

Davutoğlu, geçmişteki 3 hatasını sıralaması gerektiğinde bunların neler olabileceğine dair bir soru üzerine, Başbakan olmadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iki makamın ilişkilerinin nasıl tanzim edileceğini hiç konuşmadıklarını belirtti. Davutoğlu, “Şu anda geriye dönseydim, bu kadar kritik bir süreçte ‘bu yetki ve sorumlulukları nasıl paylaşmamız gerekir?’ diye çok samimi ve uzun bir görüşme yapardım” dedi.

Davutoğlu, Başbakanlık görevi kendisine verildiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Benim tek ricam var sizden; beni aşarak bakanlara ve beni aşarak genel başkan yardımcılarına talimat vermeyin” dediğini anlattı.

Davutoğlu, ikinci hatasının, 12 Eylül 2015 kongresinde önüne konan MKYK listesini kabul etmek olduğunu, şimdi olsa kabul etmeyip, ne olursa olsun kongreye gideceğini dile getirdi.

Bu konuda iki hata yaptığını ifade eden Davutoğlu, “Bir, Sayın Cumhurbaşkanı seçim kazandıktan sonra arkamdan ikinci bir hamleyle beni başbakanlıktan, genel başkanlıktan ayrılmak zorunda bırakacağını hiç düşünmedim, o kritik şartlarda. İkincisi, o 50 arkadaşa güvendim (…) ama maalesef ben yurt dışındayken onlardan 47 tanesi imza attı” dedi.

Davutoğlu, üçüncü hatasının ise, 16 Nisan 2017 Anayasa referandumunda, itirazlarını kamuoyuna anlatmamak olduğunu dile getirdi.

Davutoğlu, Pelikan Bildirisi’nin yayınlanması ve Başbakanlıktan ayrılmasına dair bir soruyu da cevapladı.

“Pelikan Bildirisi sebebiyle değil MKYK talimatı sebebiyle ayrıldım”

“Pelikan Bildirisi yayınlandı ve Davutoğlu Başbakanlıktan ayrıldı” düşüncesinin doğru olmadığını belirten Davutoğlu, şu açıklamada bulundu:

“Pelikan Bildirisi değil. Bütün dünyanın pelikanları Türkiye’yi işgal etse, istilâ etse, ben o makamı bırakmazdım. Ama nedir bakın işin aslı? Benim makamdan ayrılma gerekçemin temeli, ben yurt dışında devlet görevindeyken Başbakan olarak, benim Başbakanlık vekâletini bıraktığım arkadaşımın da içinde olduğu MKYK üyelerinin benim aleyhimde bir metne imza atmaları ve bunu da benimle konuşmamaları. Hani ihtilaf ederiz, sonra derler ki ‘Biz partide kazan kaldırıyoruz. Sen bizi dinlemedin.’ Atsınlar imza. Hayır, böyle bir şey de yok. O teklif bana hiç gelmiş değil. Ama sırf beni köşeye sıkıştırmak, yetkilerimi budamak, hani ‘topal ördek’ derler ya, o hale düşürerek Başbakanlık makamını geçersiz hale getirmek için talimatla yaptılar bunu. Birçoğu da geldi sonra benden özür dilediler. ‘Yaa ne özür diliyorsun?’ dedim. Hiçbirine ben sormadım, ‘niye imza attınız?’ diye. Çünkü talimat alan kişiye sormam ben, talimatın sahibiyle konuşurum. Esas benim ayrılmamı başlatan süreç, 29 Nisan’da ben Katar’dan gece sabah 4’e karşı indikten 5 saat sonra saat 9’da, gece benim aleyhimde o saatlerde toplanan imzalarla MKYK’da benim yetkimin budanma çabası.

Denilen şey şuydu o zaman: ‘Sen bir kukla Başbakan olarak otur ama her şeyi biz yöneteceğiz.’ O zaman bir karar aşamasına o gün geldim ben; Cuma günüydü ve Sayın Cumhurbaşkanı ile telefonla konuştum. Dedim ki, arkadaşlar 12 Mart Muhtırası gibi bir şey getirdiler. Bunun içerisinde ne varsa sizinle biz oturup konuşalım. Devlet yönetiyoruz. Devlet zaafa girmesin. Terörle mücadele var, Avrupa Birliği müzakereleri var, Suriye meselesi var.”

“Pelikan çakalları hâlâ alanda ve her yerdeler”

Davutoğlu, hafta içi Cumhurbaşkanı ile görüşüp bu meseleyi bir zemine oturtmak düşüncesiyle, meselenin Sezer-Ecevit krizine benzer bir devlet krizi haline gelmemesi amacıyla MKYK’yı kapatıp ertesi gün Muş / Varto’ya gittiğini anlattı.

Pazar günü Pelikan Bildirisi’nin yayınlandığını belirten Davutoğlu, Pelikan Bildirisi’nin kendisine siyasetin çok çirkinleştiğini gösterdiğini söyledi. Davutoğlu, “Yani artık mesele MKYK’da konuşulmakla kalmıyor, bir sürü çakal, açık söyleyeyim, bir sürü çakal alana sürülüyor. Çakallar alana girdiği zaman, aslanlar o çakalları muhatap almaz. Ya o alanı kapatırlar ya da bir gün, hakikatleri söyleyeceği gün gerektiğinde kükrerler. O çakallar alana çıktığı zaman… ve o çakallar hâlâ alanda. Şimdi bakın kimin başına bir iş gelse ‘Pelikan var arkasında’ deniyor, değil mi? Geçen Fenerbahçe Kulübü’nün içinde de, her yerde, birinin başına… Sayın Süleyman Soylu ile de ilgili şimdi o da o şeyin içindeydi MKYK’da; o gün bana karşı MKYK’da imza, o işi organize edenlerin hepsi, ilahî bir takdirle birbirlerine düştüler ve hepsi, birbirlerine karşı aynı yöntemleri kullanmaya başladılar. İsimleri zikretmeyeyim; isimleri herkes biliyor.”

Davutoğlu, Pelikan yöntemlerinin karşısında Pelikan yöntemlerini kullanan çakallar kullanmayacak bir yapıda olduğunu belirterek, o pazar günü kendi içinde bir muhasebe yaptığını ve Başbakanlıktan ayrılmayı zihninde şekillendirdiğini söyledi.

“Şu anda Pelikan’ın dokunmadığı yer yok” diyen Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu yapıya giren bu güve, artık her yeri saracak”

“Bu, yöntem meselesidir. Bu yöntem bir kere… Sayın Cumhurbaşkanına da o zaman ifade ettim ayrılırken; ‘Sayın Cumhurbaşkanım, bu fitne bir kere buraya girdi, artık bu yapının içinde bir güve var. Her yeri bu alacak. Bir Başbakana karşı bu yöntemler kullanıldığı zaman, herkes bu yöntemi kullanır’ dedim ve çekildim.”

Hiç yorum yok: