Prof. Dr. Emin Gürses, Suudî Arabistan Kralı’nın daha önce “Amerika’da 850 milyar Dolarımız var; çekeriz onu” diyerek Amerika’yı tehdit ettiğini hatırlatarak, Amerika’nın da Suud yönetimini değiştirmek istediğini ifade etti. ABD’nin petrole ihtiyacından çok, petrol fiyatlarını belirlemek için Arabistan petrolleriyle ilgilendiğinin altını çizen Gürses, bunun da Rusya’nın petrol gelirleriyle oynamak anlamına geldiğini söyledi. Gürses, “O arada hem Rusya’ya hem Almanya’ya mesaj vermiş olursunuz. Çünkü niye? Almanlar artık hattını çizdiler; Doğu…” dedi. Gürses, Cemal Kaşıkçı olayının, Suudî Arabistan yönetimini değiştirmek için planlanmış bir ABD operasyonu olduğunu iddia etti. Emin Gürses, “Cemal Kaşıkçı olayında Türkiye’den birilerinin de parmağı var” dedi.
Gürses, ABD’nin Suud yönetimine ‘Ya ipe gidersin yahut da
bizim dediğimizi yaparsın’ şeklinde şantaj yaptığını ileri sürerek, sözlerine
şöyle devam etti:
Prof. Dr. Emin Gürses, Ulusal Kanal’da ayda bir yayınlanan “İşin
Aslı” programında, güncel siyasî konulara dair değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Emin Gürses, Suudî Arabistanlı gazeteci Cemal
Kaşıkçı’nın, Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesinin
uluslararası bir operasyon olduğunu belirterek, “Türkiye’nin içinde birilerinin
de bu işin içinde parmağı olduğunu” iddia etti. Konsolosluk operasyonundan
sonra ABD’nin Suudî petrollerine el koyabileceğini de ileri süren Gürses, şöyle
konuştu:
“Amerika, (Suudî Arabistan’da) yönetimi değiştirecek. Suçu
oradaki krala atacak. Kendisi, sürgündeki prensleri oraya gönderecek. Orada 263
milyar varil petrol var. Yani bu kanıtlanmış. Kanıtlanmayanı bilmiyoruz. Suudî
Arabistan, günde 9 ile 11 milyon varil arasında petrol üretebiliyor. Kapasitesi
var. 9’a indirirse petrol fiyatları yükselir, 11’e çıkarırsa petrol fiyatları
düşer. Yani Suudî Arabistan, asıl denge unsurudur. Şimdi Suudî Arabistan, günde
bu kadar üretim yapıyor. Bunu Amerika, bunlara bırakmayacak. Zaten ilk lafını
etti, yani ‘Benim sayemde duruyorsun orada’ diye.”
Suudî Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunun içinin ABD
tarafından izlendiğini ve kayıt altına alındığını belirten Gürses, Arabistan
istihbarat şefinin de zaten CIA tarafından yetiştirildiğini söyledi. Gürses, “Ne
diyor Trump? ‘Siz, bizim sayemizde orada duruyorsunuz ayakta.’ Bu ne demektir? ‘Senin
güvenliğini ben sağlıyorum.’ Güvenliğini sağladığı bir ülkenin istihbarat şefini
başka bir yerden atar mı?” dedi.
Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul konsolosluğuna aslında boşanma
işlemleri için gitmediğini ileri süren Gürses, sözlerine şöyle devam etti:
“Görüşmeye çağırıyorlar. Niye bunu basın yazmıyor? Görüşmeye
çağırdığını nereden çıkarıyoruz? Bakın şimdi; herkes diyecek ki ‘Bunu nereden
biliyorsun?’ diye. Adam kapıya gidiyor mu? Kız arkadaşıyla beraber… Diyorlar
ki, ‘Benim elimde iyi bir akıllı saat var. Sen de alıyorsun şu şeyi, dinleme
cihazı, neyse, içerideyken beni takip edeceksin, kaydedeceksin.’ diyor bunu.
Adam içeri giriyor. Görüşmeye. Bu adam, görüşmede normal evrak için (boşanma işlemleri
için) gitse böyle bir şey yapar mı? Evrak için gitse adam, evrak dediğin
Counter’a gelirsin, orada memura verirsin evrağı, mührünü vurur ‘Boşanmıştır’
diye, bitti… Ama onun için gitmiyor. Görüşmeye gidiyor. Onun için kapıdaki
arkadaşına diyor ki, ‘Bir şey olursa (AK Parti Genel Başkan Danışmanı) Yasin
Aktay’a haber ver.’ Şimdi, içeriden sesler geliyor. Bu sesler, sevgilisine de
gidiyor. Bu, Yasin Aktay’ı arıyor mu? Aramıyorsa, niye aramıyor? Arıyorsa,
Yasin Aktay bunu İçişleri Bakanlığı’na bildiriyor mu? Dışişleri Bakanlığı’na
bildiriyor mu? Bildirirse ne olur? Elimizde belge var; 1961 tarihli Diplomatik
İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi.”
Emin Gürses, Türkiye’de 1984 yılında yürürlüğe giren bu
sözleşmenin 41’inci maddesine göre, konsolosluğun, Türkiye’nin kurallarına
uyması gerektiğini söyledi. Gürses, Türkiye’de 1975’te yürürlüğe girmiş olan 1963
tarihli Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi’nin 31’inci maddesine
göre de “Acil koruma tedbirleri alınmasını gerektiren yangın veya sair felâket
hâlinde, konsolosluk şefinin zımnî rızası alınmış sayılabilir” dendiğini
kaydetti. Gürses, “İçeriden bağırma sesleri geliyorsa, sen oraya müdahale
edeceksin kardeşim! Olağanüstü bir durum var. Şimdi bu içerideki bağırmaları
çağırmaları Amerika’dakiler duymuş, Avrupa’dakiler duymuş, bizimkiler duymamış…
Kadın duymuş. Kadın duymuşsa, Yasin Aktay’ın duymuş olması lâzım. Kadın niye
duymuş diyoruz? Çünkü kadına dinleme cihazını vermiş mi? Kadın takipte mi?
Kadına ‘Bir sıkıntı olabilir; sen haber ver’ demiş mi? Demek ki adam, imzaya
filan gitmiyor içeriye; görüşmeye gidiyor. Görüşmede kimler var? CIA’nin
yetiştirdiği elemanlar var.” diye konuştu.
Suudî Arabistan Kralı’nın daha önce “Amerika’da 850 milyar
Dolarımız var; çekeriz onu” diyerek Amerika’yı tehdit ettiğini hatırlatan
Gürses, Amerika’nın da kendi ülkesindeki veliahtlar vasıtasıyla yönetimi
değiştirmek istediğini ifade etti. ABD’nin petrole ihtiyacından çok, petrol
fiyatlarını belirlemek için Arabistan petrolleriyle ilgilendiğinin altını çizen
Gürses, bunun da Rusya’nın petrol gelirleriyle oynamak anlamına geldiğini
söyledi. Gürses, “O arada hem Rusya’ya hem Almanya’ya mesaj vermiş olursunuz.
Çünkü niye? Almanlar artık hattını çizdiler; Doğu…” dedi.
(Haber: Sürur Öztürk)
(Haber: Sürur Öztürk)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder