18 Ekim 2018 Perşembe

Prof. Gürses: ABD, Cemal Kaşıkçı operasyonuyla Suudî Arabistan’a şantaj yapıyor. Arabistan boyun eğmezse yönetimi değiştirecek


Prof. Dr. Emin Gürses, Suudî Arabistan Kralı’nın daha önce “Amerika’da 850 milyar Dolarımız var; çekeriz onu” diyerek Amerika’yı tehdit ettiğini hatırlatarak, Amerika’nın da Suud yönetimini değiştirmek istediğini ifade etti. ABD’nin petrole ihtiyacından çok, petrol fiyatlarını belirlemek için Arabistan petrolleriyle ilgilendiğinin altını çizen Gürses, bunun da Rusya’nın petrol gelirleriyle oynamak anlamına geldiğini söyledi. Gürses, “O arada hem Rusya’ya hem Almanya’ya mesaj vermiş olursunuz. Çünkü niye? Almanlar artık hattını çizdiler; Doğu…” dedi. Gürses, Cemal Kaşıkçı olayının, Suudî Arabistan yönetimini değiştirmek için planlanmış bir ABD operasyonu olduğunu iddia etti. Emin Gürses, “Cemal Kaşıkçı olayında Türkiye’den birilerinin de parmağı var” dedi.

Gürses, ABD’nin Suud yönetimine ‘Ya ipe gidersin yahut da bizim dediğimizi yaparsın’ şeklinde şantaj yaptığını ileri sürerek, sözlerine şöyle devam etti:

“Amerika’ya 500 milyar Dolar gönderir, yahut da 1 trilyon Dolar; çünkü fazla var. Türkiye’ye de bir 50 milyar Dolar gönderirse, bu iş olur. Türkiye’ye zaten bir 15 milyar Dolar gelmiş herhalde uçaklarla. Kaynağı belirsiz. Söylüyorduk gelecek diye. Esfender Korkmaz söyledi. ‘Bütçede 15 milyar Dolar para var; nereden geldiği belli değil’ diyor.”

Prof. Dr. Emin Gürses, Ulusal Kanal’da ayda bir yayınlanan “İşin Aslı” programında, güncel siyasî konulara dair değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Emin Gürses, Suudî Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesinin uluslararası bir operasyon olduğunu belirterek, “Türkiye’nin içinde birilerinin de bu işin içinde parmağı olduğunu” iddia etti. Konsolosluk operasyonundan sonra ABD’nin Suudî petrollerine el koyabileceğini de ileri süren Gürses, şöyle konuştu:

“Amerika, (Suudî Arabistan’da) yönetimi değiştirecek. Suçu oradaki krala atacak. Kendisi, sürgündeki prensleri oraya gönderecek. Orada 263 milyar varil petrol var. Yani bu kanıtlanmış. Kanıtlanmayanı bilmiyoruz. Suudî Arabistan, günde 9 ile 11 milyon varil arasında petrol üretebiliyor. Kapasitesi var. 9’a indirirse petrol fiyatları yükselir, 11’e çıkarırsa petrol fiyatları düşer. Yani Suudî Arabistan, asıl denge unsurudur. Şimdi Suudî Arabistan, günde bu kadar üretim yapıyor. Bunu Amerika, bunlara bırakmayacak. Zaten ilk lafını etti, yani ‘Benim sayemde duruyorsun orada’ diye.”

Suudî Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunun içinin ABD tarafından izlendiğini ve kayıt altına alındığını belirten Gürses, Arabistan istihbarat şefinin de zaten CIA tarafından yetiştirildiğini söyledi. Gürses, “Ne diyor Trump? ‘Siz, bizim sayemizde orada duruyorsunuz ayakta.’ Bu ne demektir? ‘Senin güvenliğini ben sağlıyorum.’ Güvenliğini sağladığı bir ülkenin istihbarat şefini başka bir yerden atar mı?” dedi.

Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul konsolosluğuna aslında boşanma işlemleri için gitmediğini ileri süren Gürses, sözlerine şöyle devam etti:

“Görüşmeye çağırıyorlar. Niye bunu basın yazmıyor? Görüşmeye çağırdığını nereden çıkarıyoruz? Bakın şimdi; herkes diyecek ki ‘Bunu nereden biliyorsun?’ diye. Adam kapıya gidiyor mu? Kız arkadaşıyla beraber… Diyorlar ki, ‘Benim elimde iyi bir akıllı saat var. Sen de alıyorsun şu şeyi, dinleme cihazı, neyse, içerideyken beni takip edeceksin, kaydedeceksin.’ diyor bunu. Adam içeri giriyor. Görüşmeye. Bu adam, görüşmede normal evrak için (boşanma işlemleri için) gitse böyle bir şey yapar mı? Evrak için gitse adam, evrak dediğin Counter’a gelirsin, orada memura verirsin evrağı, mührünü vurur ‘Boşanmıştır’ diye, bitti… Ama onun için gitmiyor. Görüşmeye gidiyor. Onun için kapıdaki arkadaşına diyor ki, ‘Bir şey olursa (AK Parti Genel Başkan Danışmanı) Yasin Aktay’a haber ver.’ Şimdi, içeriden sesler geliyor. Bu sesler, sevgilisine de gidiyor. Bu, Yasin Aktay’ı arıyor mu? Aramıyorsa, niye aramıyor? Arıyorsa, Yasin Aktay bunu İçişleri Bakanlığı’na bildiriyor mu? Dışişleri Bakanlığı’na bildiriyor mu? Bildirirse ne olur? Elimizde belge var; 1961 tarihli Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi.”

Emin Gürses, Türkiye’de 1984 yılında yürürlüğe giren bu sözleşmenin 41’inci maddesine göre, konsolosluğun, Türkiye’nin kurallarına uyması gerektiğini söyledi. Gürses, Türkiye’de 1975’te yürürlüğe girmiş olan 1963 tarihli Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi’nin 31’inci maddesine göre de “Acil koruma tedbirleri alınmasını gerektiren yangın veya sair felâket hâlinde, konsolosluk şefinin zımnî rızası alınmış sayılabilir” dendiğini kaydetti. Gürses, “İçeriden bağırma sesleri geliyorsa, sen oraya müdahale edeceksin kardeşim! Olağanüstü bir durum var. Şimdi bu içerideki bağırmaları çağırmaları Amerika’dakiler duymuş, Avrupa’dakiler duymuş, bizimkiler duymamış… Kadın duymuş. Kadın duymuşsa, Yasin Aktay’ın duymuş olması lâzım. Kadın niye duymuş diyoruz? Çünkü kadına dinleme cihazını vermiş mi? Kadın takipte mi? Kadına ‘Bir sıkıntı olabilir; sen haber ver’ demiş mi? Demek ki adam, imzaya filan gitmiyor içeriye; görüşmeye gidiyor. Görüşmede kimler var? CIA’nin yetiştirdiği elemanlar var.” diye konuştu.

Suudî Arabistan Kralı’nın daha önce “Amerika’da 850 milyar Dolarımız var; çekeriz onu” diyerek Amerika’yı tehdit ettiğini hatırlatan Gürses, Amerika’nın da kendi ülkesindeki veliahtlar vasıtasıyla yönetimi değiştirmek istediğini ifade etti. ABD’nin petrole ihtiyacından çok, petrol fiyatlarını belirlemek için Arabistan petrolleriyle ilgilendiğinin altını çizen Gürses, bunun da Rusya’nın petrol gelirleriyle oynamak anlamına geldiğini söyledi. Gürses, “O arada hem Rusya’ya hem Almanya’ya mesaj vermiş olursunuz. Çünkü niye? Almanlar artık hattını çizdiler; Doğu…” dedi.

(Haber: Sürur Öztürk)

Hiç yorum yok: