1 Eylül 2018 Cumartesi

Yaşar Okuyan: Yeni bir darbenin psikolojik şartları oluşturuluyor


Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, “Bugün yeniden bir Amerikancı darbe düşüncesi gelişiyor” dedi. Kutuplaştırıcı üslûbuyla darbenin psikolojik şartlarını iktidarın oluşturduğunu ileri süren Okuyan, iktidara bu tavrını değiştirmesi çağrısında bulundu. Okuyan, “Bakın, bu yolun sonu, iyi bir son değil. İçim acıyarak söylüyorum. 12 Eylül 1980 öncesindeki psikolojik şartlar oluşturuluyor. Ben, yaşadım onu. 12 Eylül 1980 öncesi süreci yaşayan herkes, ne demek istediğimi anlıyor.” diye konuştu.

Yaşar Okuyan, KRT televizyonunda yayınlanan “Haber Merkezi” isimli programda, Haber Müdürü Çağlar Cilara’nın sorularını cevapladı.

Cilara, “Cumartesi Anneleri” olarak isimlendirilen, çocuklarını faili meçhul cinayetlerde kaybetmiş olan annelerin İstiklâl Caddesi’nde her hafta cumartesi günü gerçekleştirdikleri oturma eylemlerinin yasaklanması konusunda Yaşar Okuyan’ın görüşlerini sordu. Cilara, sorusunu şöyle dile getirdi:

“Cumartesi Anneleri’nin 700’üncü eylemi, yasaklandı. Gerekçe olarak terör örgütlerinin Cumartesi Anneleri’nin acılarını istismar ettiği söylendi. Fakat Cumartesi Anneleri, 700 haftadır oturma eylemi yapıyorlar ve bir şekilde gözaltında, işkencede ortadan kaybolan çocuklarının, artık sadece kemiklerini istiyorlar. Akıbetinin tespit edilmesini istiyorlar. Cumartesi Anneleri’ne artık Galatasaray Meydanı yasak. En son dün, Sayın Ömer Çelik de açıkladı. “Bu eyleme bundan sonra izin vermeyeceğiz.” dedi. Fakat Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakanlık yaptığı dönemde Cumartesi Anneleri’ni hem makamında ağırlamış, hem de grup toplantısında onların acısını paylaşarak bütün AK Parti grubuna gözyaşı döktürmüştü. Dün ağlayanlar, bugün 82 yaşındaki, oğlunu kaybeden ve sadece kemiğini arayan annenin yaka paça gözaltına alınmasına hiç üzülmüyor mu? Onu merak ediyorum; ancak bu kriz, büyüyecek gibi; çünkü bu cumartesi, bakın, iki gün sonra oraya Cumartesi Anneleri gidecek. Gideceğini açıkladılar. Partiler gidecek, sivil toplum kuruluşları, insan hakları dernekleri gidecek ve büyük bir gerginlik çıkacak. Göz göre göre bunu yaşayacağız. Neler söyleyeceksiniz?”

Yaşar Okuyan, 2011 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumartesi Anneleri’ni makamında kabul ettiğini ve 2 saat süren görüşmenin ardından “Acınızı dindireceğiz” dediğini, TBMM’deki grup toplantısında da bu dramatik görüşmeyi anlattığını hatırlattı. Okuyan, bugün İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu’nun da 7 Mart 2014 tarihinde Midyat ilçesi Ulu Cami Mahallesi Köşk Meydanı’nda yaptığı konuşmada, “Birileri, eski Türkiye’yi istiyor. Faili meçhullerin olduğu Türkiye’yi istiyorlar” dediğini kaydederek, aynı Soylu’nun bugün Cumartesi Anneleri’ni “paçoz” ve “istismarcı” olarak nitelendirdiğini kaydetti.

Cumartesi Anneleri’nden 88 yaşındaki birisinin polisler tarafından darp edilmesi sonucu gözü morarmış halde gözüktüğü bir fotoğrafı gösteren Okuyan, “Hiç mi vicdanınız yok? Bunların hesabı sorulacak. Allah indinde sorulacak. Cenab-ı Mevlâm, bunu soracak; ama iktidar değiştiğinde bunun hesabını vereceksiniz.” dedi.

Cumartesi Anneleri’nin çocuklarının çeşitli örgütlerin mensupları olduklarının söylendiğini ifade eden Okuyan, “Eğer Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletiyse, sen hukukun içinde devlet olarak davranmak zorundasın. Hadi onu bir tarafa attım. Yahu anne yüreği yahu, anne, anne… Anne bu, anne! Evlâdı olan anlar, bu acının ne olduğunu. Oğlu isterse katil olsun. İsterse yüz kişinin katili olsun. Anne yüreğinde o, oğludur, oğlu.” diye konuştu.

Annelerin, devletten ölen çocuklarının kemiklerini istediklerini belirten Okuyan, geçmiş dönemdeki iktidarları da sorumlu tuttuğunu belirterek, hukuk devleti olarak bu olayların aydınlatılması gerektiğini söyledi.

Cumartesi Annleri’nin eylemlerine artık izin verilmeyeceğinin açıklandığını belirten Okuyan, eyleme katılan anneler için “paçoz”, istismarcı” sıfatlarının kullanılmasına tepki gösterdi. Okuyan, şöyle konuştu:

“Yahu siz, milleti isyan mı ettireceksiniz be? Ne yapıyorsunuz siz yahu? Her alanda böyle üstüne gidiyorsunuz milletin. Bak AKP iktidarı, bak bir yurttaş, vatandaş kimliğimle uyarıyorum sizi; şuraya (şurasına) getirdiniz milletin. Öyle %52,5 aldım falan filan, bakmayın ona. Nasıl alındığını biliyoruz. Şurasına getirdiniz milletin. Yazıktır.”

Cumartesi Anneleri’nin eylemlerinin devam edeceğinin ve polisin müdahale edeceğinin belirtilerek “Ne olacak?” diye sorulması üzerine de Okuyan, şunları söyledi:

12 Eylül 1980 öncesindeki psikolojik şartlar oluşturuluyor

“Ne olacak? Hiçbir şey olmayacak. Bakın ben size söyleyeyim: (…) Türkiye gidiyor, yuvarlanıyor ve biz, birbirimizi yemekle meşgulüz. Buna hakkımız yok. Yahu “öyle oldu, böyle oldu…” Yahu insanların özgürlük alanlarını daraltmayın. Sıkmayın boğazını. Ama ortada tabi ne muhalefet var, partileri, ne sivil toplum örgütleri var. Herkes sinmiş, pısmış. Bir kısmı bilmem ne şeyinde… Bu yolun sonu… Bakın, bu yolun sonu, iyi bir son değil. İçim acıyarak söylüyorum. 12 Eylül 1980 öncesindeki psikolojik şartlar oluşturuluyor. Ben, yaşadım onu. 12 Eylül 1980 öncesi süreci yaşayan herkes, ne demek istediğimi anlıyor. (…) 12 Eylül’den önce ne oldu? Aynı ülkenin çocukları, aynı milletin evlatları, birbirine düştü. Ülücüler-devrimciler… Faşistler-komünistler… Biz, oralardan geldik. Duvara yazı yazıyorduk biz, ülkücüler, Ülkü Ocakları olarak, MHP’liler olarak; Milliyetçi Türkiye… Bizden sonra “solcu” dediğimiz, “devrimci” dediğimiz arkadaşlar geliyorlardı, ellerinde boya fırçası, “milliyetçi”yi siliyorlardı, “bağımsız” diyorlardı. Biz sonra geliyorduk, bakıyorduk, “Vay anasını! Solcular, komünistler, duvara yazı yazmışlar!” Ne yazmışlar? Bağımsız Türkiye… Biz de “bağımsız”ı siliyorduk, “milliyetçi” yazıyorduk. 12 Eylül zindanlarında gördük ki, bağımsız Türkiye de milliyetçi Türkiye de bizim Türkiye. Aynı şey… Ve 80 öncesinde vuruşturdular bizi, ondan sonra Mamak’ta, Diyarbakır’da, Metris’te “Siz kavga etmiştiniz” deyip, dapdaracık bir hücreye bir ülkücü liderle bir devrimci, solcu lideri yan yana getirdiler. Orada da işkenceler yaptılar. 50 tane insan öldü 12 Eylül döneminde. Asıldı.”

12 Eylül darbesini Amerika’nın yaptırdığını, darbeye karar verilmesinden sonra şartların olgunlaştırıldığını anlatan Okuyan, “Ben, şimdi bugüne geliyorum. Bugün yeniden bir Amerikancı darbe düşüncesi gelişiyor” dedi. Okuyan, kutuplaştırıcı üslûbuyla darbenin psikolojik şartlarını iktidarın oluşturduğunu ileri sürdü. Okuyan, iktidara, bu tavrını değiştirmesi çağrısında bulundu.

--------------------------------------------------------------
(Haber: Sürur Öztürk / okuyalimevladim.blogspot.com)

Hiç yorum yok: