30 Ağustos 2018 Perşembe

Temel Karamollaoğlu: Bugün Ahlat’ın, Malazgirt’in 1071 metrekarelik köşke değil, 1071 kişinin çalışacağı bir fabrikaya ihtiyacı var


SP Genel Başkanı Karamollaoğlu, Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ahlat ilçesinde 10 dönümlük arazi içerisinde 1071 metrekare oturum alanına sahip bir Cumhurbaşkanlığı Köşkü inşa edileceğine dair açıklamasına da tep gösterdi. Karamollaoğlu, iktidar tarafından dile getirilen “İtibardan tasarruf olmaz” sözüne de atıfta bulunarak, “Tasarruf, hakikaten itibardan bile tasarruf etmektir. Bugün Ahlat’ın, Malazgirt’in 1071 metrekarelik köşke değil, 1071 kişinin çalışacağı bir fabrikaya ihtiyacı var. Bu müjdeyi verselerdi ellerini öperdik.” dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında partisinin güncel siyasî gelişmelere dair görüşlerini dile getirdi.

Konuşmasının başında Malazgirt Zaferi’ni ve 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayan Karamollaoğlu, “Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları başta olmak üzere, bu vatan uğruna can veren bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla yad ediyorum.” dedi.

Tarihte Ağustos ayında elde edilmiş olan zaferlerinin temel iki özelliğinin bağımsızlık ile birlik ve beraberlik olduğuna işaret eden Karamollaoğlu, “Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki bu aziz millet, istiklâl ve istikbalimiz tehlikeye düştüğünde aynı kararlılığı ortaya koymaktan hiçbir zaman çekinmeyecektir.” diye konuştu.

Sultan Alparslan ve Erdoğan mukayesesi

Sultan Alparslan’ın, Malazgirt savaşını kazandığında Anadolu’da bir saray, bir köşk değil bir sistem inşa ettiğinin altını çizen Karamollaoğlu, üstü kapalı olarak Sultan Alparslan’la Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kıyasladı. Karamollaoğlu, şöyle konuştu:

“Sultan Alparslan, cesaretliydi, ileri görüşlüydü; fakat aynı zamanda mütevazıydı. (…) İstişareye önem verir, tecrübeden yararlanırdı. Alimlerin ilmine hürmet eder ve bunun gereği olarak da bu hürmetin devamı olarak müesseseler kurmayı bir vazife olarak görürdü. Nizamiye Medreseleri gibi Dünyanın en ileri eğitim müesseselerini o ihdas etmişti. Adalet üzere davranırdı. Haksız yere kimseye zulmetmez, zulmedilmesine de müsaade etmezdi. Halkın malına el uzatılmasına asla izin vermezdi. İsraf ve şatafattan, mütevazılığın bir gereği olarak uzak dururdu. Alçak gönüllüydü. Bugün ülke yöneticilerinde bunların kaçı var, kaçı yok? Hiç oraya girmek istemiyorum. Tefekkürü de milletimize bırakıyorum; ama sadece şu hatırlatmayı yapmak istiyorum ki, çadırlarda kurulan devletler, saraylarla idame ettirilemez. Biz, bunu kendi tarihimizde de gördük, yaşadık. Çok mütevazı ortamlarda dünyayı fethedenler, ne zaman ki mücadele ettikleri ülkelerin yöneticilerine benzeyerek birtakım adımlar atmışlarsa, maalesef ülkeyi bugün düştüğü durumdan kurtaramamışlardır.”

Sultan Alparslan bile Ahlat’a köşk yaptırmamış

Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ahlat ilçesinde 10 dönümlük arazi içerisinde 1071 metrekare oturum alanına sahip bir Cumhurbaşkanlığı Köşkü inşa edileceğine dair açıklamasına da tep gösterdi. Karamollaoğlu, “Malazgirt savaşını kazanmış olan Sultan Alparslan dahi “Buraya bir köşk yapalım” dememişken veya ondan sonra gelen hükümdarlar da böyle bir ihtiyacı (gerekli) görmemişken, ülke ekonomisinin içinde bulunduğu şu zor günlerde bu köşkün inşası ne ile izah edilebilir? Ben, şahsen anlamaktan acizim.” diye konuştu.

Şehirleri kibir kuleleriyle donatarak ülke kalkınmaz

Bugün millete içinde bulunduğumuz şartlardan dolayı tasarrufu öğütleyenlerin bu israf ve şatafattan vazgeçmedikçe ülke ekonomisinin düze çıkmasının kesinlikle mümkün olmayacağını ifade eden Karamollaoğlu, “Üretmeyen ekonomi, iflas etmeye mahkûmdur. (…) Şehirleri kibir kuleleriyle donatarak ülke kalkınmaz.” dedi.

Ahlat’ın köşke değil fabrikaya ihtiyacı var

Tasarrufun, üretime yönelik olmayan her türlü harcamadan kaçınmak olduğunu belirten Karamollaoğlu, iktidar tarafından dile getirilen “İtibardan tasarruf olmaz” sözüne de atıfta bulunarak, “Tasarruf, hakikaten itibardan bile tasarruf etmektir. Bugün Ahlat’ın, Malazgirt’in 1071 metrekarelik köşke değil, 1071 kişinin çalışacağı bir fabrikaya ihtiyacı var. Bu müjdeyi verselerdi ellerini öperdik. Bu şeker fabrikası, daha 3 ay önce satıldı. Fabrikayı satıp yerine köşk yapmak, akıl kârı bir davranış mıdır?” diye konuştu.

Karamollaoğlu, Et Balık Kurumu’nun ihya edilmesini, tarım ve hayvancılığa destek verilmesini tavsiye etti. Şirketlerin iflas ettiğini, işyerlerinin kapandığını, devasa müesseselerin elden çıktığını dile getiren Karamollaoğlu, “Odalar Birliği’nin verilerine göre Haziran ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre kapanan şirket sayısı, %32,48 (oranında) artmış” dedi.

Yanan sadece fabrikalar değil Türkiye’nin ekonomisidir

Sadece İstanbul’da son 6 ay içerisinde 80’in üzerinde fabrikanın, bir yılda Türkiye genelinde ise yaklaşık 200 fabrikanın yandığına işaret eden Karamollaoğlu, bu konuda “sanayiciler o kadar zor durumdalar ki tek umutları, sigortadan alacakları tazminat parası” şeklinde iddialar olduğunu kaydetti. “Yanan sadece fabrikalar değil Türkiye’nin ekonomisidir. Bu ateş, bir an evvel söndürülmelidir.” diyen Karamollaoğlu, acilen esnafa, snayiciye, işadamlarına yeni teşvik ve destek paketlerinin açıklanmasını istedi.

Yemen ve Mianmar katliamlarına müdahale edin

Konuşmasının devamında dış politikaya da temas eden Karamollaoğlu, Yemen’de tam bir katliam yaşandığını ifade ederek, “Allah rızası için müdahale edin” dedi. Karamollaoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı, D-8, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi teşkilatların harekete geçirilmesini istedi.

İdlib’e yapılması planlanan askerî harekâtın binlerce masum insanın katledilmesine vesile olacağını ifade eden Karamollaoğlu, Türkiye’nin buna engel olması gerektiğini dile getirdi. Karamollaoğlu, Mianmar’da yaşanan katliama da işaret ederek, “Arakan’daki Müslümanlara biz, şimdi destek olmayacağız da ne zaman olacağız?” diye sordu.

Devlet, kendisine karşı işlenen suçları affetsin

Basın toplantısının sonunda soruları da cevaplayan Karamollaoğlu, MHP tarafından dile getirilen genel af teklifine dair bir soru üzerine, devletin kendisine karşı işlenen suçları affedebileceğini ancak şahıslara karşı işlenen suçları affetme yetkisine sahip olmadığını söyledi. Karamollaoğlu, “Gitmiş, birisinin babasını öldürmüş. Tescil edilmiş. Babası ölen adam ancak onu affedebilir. Siz, onun namına ‘Ben, senin babanın katilini affettim”… E iyi ettin (!)” diye konuştu.

--------------------------------------------------------------
(Haber: Sürur Öztürk / okuyalimevladim.blogspot.com)

Hiç yorum yok: