2 Temmuz 2018 Pazartesi

Muharrem İnce’den gazeteci Fuat Uğur’a: Yazdıklarını ispatlamazsan alçaksın, namussuzsun, şerefsizsin!


Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, 30 Haziran tarihinde yayınlanan “Muharrem İnce gerçekten de kaçırıldı” başlıklı yazısında, 24 Haziran gecesi seçim sonuçlarını bir otelden takip eden CHP Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin, içkili halde basına açıklama yapmak istediğinde, kendi ekibi tarafından otelden kaçırılıp evine götürülerek yatak odasına kilitlendiğini iddia etti. Uğur, “İnce’nin yanında ne cep telefonu, ne de ev telefonu vardı. Çünkü alınmıştı. Bir süre bağırıp çağırdıysa da aradan fazla zaman geçmeden uyuyup kaldı” diye yazdı.

Fuat Uğur’un bu iddiasına twitter sayfasından cevap veren Muharrem İnce, “Fuat Uğur denen gazeteci bozuntusu seçim gecesi ile ilgili yazdıklarını ispatlamazsan alçaksın, namussuzsun, şerefsizsin! Senin gibi alçaklar köşelerinden böyle yalanlarla havladıkça mücadele azmim artacaktır” diye yazarak tepki gösterdi. İnce, şu açıklamada bulundu:

“Seçim günü Yalova’da oyumu kullandım ve Ankara’ya geldim. Saat 16.50 sıralarında YSK’nın önüne gittim ve 17.00’de YSK önünde bir açıklama yaptım. Bütün kampanya boyunca YSK’nın 16 Nisan referandumunda mühürsüz oyları kanuna aykırı bir şekilde geçerli sayması gibi bir karar alırsa 50 bin avukatla YSK önünde olurum dedim. YSK böyle bir karar almadı. YSK’nın o gün aldığı kararlar sonuca etki edecek ve bizi kuşkuya düşürecek kararlar değildi. O nedenle seçim gecesi YSK önüne gitmedim; gidilmesi yönünde çağrıda bulunmadım. YSK önünde benim kulağıma fısıldayarak konuşan kişi, CHP’nin yıllardır YSK Temsilciliğini yapan ve milletvekili adayı olan Mehmet Hadimi Yakupoğlu idi. Sosyal medyada YSK temsilcimizin seçimle ilgili bana söyledikleri bile komplo teorisi üretilmesine neden oldu.

Seçim sonuçlarını eşim, oğlum, kardeşlerim, yeğenlerim, İstanbul milletvekilimiz ve Grup Başkanvekilimiz Sayın Engin Altay ve Bilecik Milletvekilimiz Sayın Yaşar Tüzün ile birlikte takip ettik. Seçim gecesi susturulduğum, tehdit edildiğim, kaçırıldığım, açıklama yapamayacak durumda olduğum yönünde söylenen / yazılan / paylaşılan her şey, yalandır.

“Arkadaşlar maalesef bilmediğiniz şeyler var” diye başlayan tweet, benim hesabımdan atılmamıştır. Bu şekilde başlayan tweetin ekran görüntüsü sahtedir, düzmecedir. Seçim sonuçlarını takip ettiğim yerden kaçırılmadım, eşim kaçırılmadı.

Açıklama yapmayı Pazartesi saat 12.00’ye bıraktım ve o açıklamayı Pazartesi saat 12:00’de CHP Genel Merkezi’nde yaptım. Ben, ekibim, CHP, diğer siyasi partiler, seçim sonuçlarını etkileyecek bir usulsüzlük tespit edemedik. Edebilen varsa ve beni ikna ederse sonuna kadar mücadele etmeye varım. Seçimin ve seçim sürecinin adil ve hukuka uygun bir şekilde sürdürüldüğünü söyleyemem; ancak seçim sonrasında üretilen komplo teorilerinin doğru olmadığını söylemek için bu açıklamayı yaptım.

Bizim verdiğimiz mücadele, tek seçimlik bir mücadele değildir; Türkiye, hepimizin Türkiye’si olana dek mücadelemiz sürecektir. Şimdi yapılacak iş, hatalarımızı, eksiklerimizi gözden geçirip, var gücümüzle önümüzdeki seçime hazırlanmak olmalıdır. Bunun için Çarşamba günü Erzurum’dan yola çıkıyoruz.”

Hiç yorum yok: