29 Ekim 2018 Pazartesi

İsmail Saymaz’dan Mine Kırıkkanat’a tepki: ‘Biz gelince ananızı ağlatacağız’ diyerek, değil oy, selâm bile alamazsınız


Televizyon programlarına yorumcu olarak katılan Hürriyet gazetesi muhabiri İsmail Saymaz, Halk TV’de iktidara ve seçmenlerine hitaben “Şimdi mağdur biziz; yarın biz de sizi mağdur edeceğiz elbette” diyen gazeteci yazar Mine Kırıkkanat’a isim vermeden tepki gösterdi. Saymaz, şahsî twitter sayfasında şu değerlendirmede bulundu:

“Muhalefet adına konuşanlar şunu bilecek: AKP 18-24 milyon oy alıyor. CHP’nin aldığı en yüksek oy 12 milyon. Bir muhalefet partisinin tek başına iktidar olması için AKP’li seçmenden oy alması gerekir. “Biz gelince ananızı ağlatacağız” diyerek değil oy, selâm bile alamazsınız.

Birileri böyle saçmaladıkça, sanmayın ki iktidar sahiplerini ürkütüyor. Hiç kimsenin ürktüğü yok. Yalnızca bu iktidar döneminde işe giren işçi ‘kovulacağım’ diye, atanan memur ‘sürüleceğim’ diye, dükkânı başındaki esnaf ‘batacağım’ diye, başörtülü kadın ‘dışlanacağım’ diye ürküyor.”

Fatma Sibel Yüksek: Atatürkçüler rövanş peşinde olamaz

Fatma Sibel Yüksek
Mine Kırıkkanat’ın Halk TV’de söylediği “Şimdi mağdur biziz; yarın biz de sizi mağdur edeceğiz elbette” sözüne, gazeteci yazar Fatma Sibel Yüksek de tepki gösterdi. “Tayyip Erdoğan’ı Okuma Sanatı” ve “Başbakanlığın Bilinmeyenleri” isimli kitapların yazarı Fatma Sibel Yüksek, twitter sayfasında şöyle yazdı:

“Halk Arenası denilen programın goygoycu, “haydi eller havaya” tarzından da, Mine Kırıkkanat’ın hassas konulardaki bu üslûbundan da rahatsız bir Atatürkçüyüm. Atatürkçüler rövanş peşinde olamaz.”

Mine Kırıkkanat ne demişti?

Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat, Halk TV’de yayınlanan ve Uğur Dündar’ın sunduğu “Halk Arenası” programında, şunları söylemişti:

“Kendileri neden şikâyet ediyorlardı? Efendim ‘Bizim dinimizi yaşamamızı engellediler. Camilerimizi ahıra çevirdiler. Dua bile gizli gizli ediyorduk. Çocuklarımızı türbanlı diye okula almadılar. Amerikalara göndermek zorunda kaldık. Zaten işte damat ve oğul da biliyorsunuz Amerika’ya türbanlı oldukları için gittiler.’ Böyle demiyorlar mı? Dinlerini yaşatmamışız, camileri kapatmışlar, efendim bazı camileri ahır yapmışız, çocuklarının okumasına mani olmuşuz, böylece milyarlar harcayıp işte Harward’a falan göndermişler. Değil mi? Bunu söylüyorlar, ağlıyorlar ondan sonra ‘Aauğğ, bizi çok mağdur ettiler!’ E şimdi de siz bizi mağdur ediyorsunuz. Şimdi de siz Atatürk’e küfrediyorsunuz. Şimdi de siz Atatürk’ün ismi üzerinden politika yapıyorsunuz; ama Türkiye’de sokak isimleri, mahalle isimleri çok yaşamazlar. Biz, sizin bugün vereceğiniz ve Atatürk dışında olan isimleri, gün geleceğiz, yine Atatürk olarak değiştireceğiz. (Salondan alkışlar) Evet, evet, evet, evet… Çünkü siz Sayın Muktedirler, ‘mağduruz’ diye ağladığınız her şeyi bu gün bize yapıyorsunuz. Çocuklarımızı işe almıyorsunuz. Kendi aranızda dağıtıyorsunuz parsaları. Atatürk’ümüze dil uzatıyorsunuz, ismini değiştiriyorsunuz. Bizi, istediğimiz gibi özgürce yaşamaya bırakmıyorsunuz. Gazeteciliğimizi sansürlüyorsunuz. Hapse atıyorsunuz. Kim şimdi mağdur? Biz. O zaman bunun da bir hesap günü gelecek. Şimdi mağdur biziz. Yarın da biz ağlayacağız; ‘Ah bizi çok mağdur ettiler!’ Biz de sizi mağdur edeceğiz elbette. Elbette bugün gelecek. Ne diyor Sayın Cumhurbaşkanımız? Ne diyor? Ne diyor? Sayın Cumhurbaşkanımızın en sevdiği söz nedir, zat-ı şahanelerinin? ‘Men Dakka duka.’ Bugün bana, yarın sana. O havaalanının ismi de değişir, sokakların da ismi değişir, hatta Sarayların ismi değişir. Kimseye kalmaz, merak etmeyin. Siz devam edin bizi mağdur etmeye, devam edin, devam edin. Atatürk, siz vurdukça büyüyor. Siz vurdukça büyüyor Atatürk. Vurmaya devam edin, devam edin. Onun tozunu bitiremezsiniz.”

(Haber: Sürur Öztürk)

Hiç yorum yok: