İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin, Erdoğan tarafından “seçilmiş rakip” olduğunu ileri sürdü. Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, sol bir parti olan CHP adayını kendisine rakip olarak seçip, CHP’yi şeytanlaştırarak bütün sağ oyları kendisinde toplamaya çalıştığını söyledi. Erdoğan’ın bu sebeple sadece Muharrem İnce’yi muhatap aldığını belirten Akşener, “Beni ne zaman muhatap alacak biliyor musunuz? İkinci turda. Çok neşeli olacak. İkinci tura ben kalacağım” dedi. Akşener, Erdoğan’ın stratejisinin, Muharrem İnce’nin ismi ve şahsıyla ilgisi olmadığını, sadece sol bir partinin adayı olması üzerine üretilmiş bir strateji olduğunu kaydetti.
İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Meral
Akşener, Habertürk televizyonunda yayınlanan “Teke Tek” programında, gazeteci
Fatih Altaylı’nın güncel siyasî konulara dair sorularını cevapladı.
Muharrem İnce ile ben,
farklı seçmen kitlelerine hitap ediyoruz
CHP’nin adayı Muharrem İnce’nin giderek daha fazla rağbet
görmeye başladığına dair görüşleri değerlendirmesi istenen Akşener, İnce’nin
hitab ettiği kitle ile kendisinin hitab ettiği kitlenin farklı olduğunu
söyledi. Akşener, İnce’nin nihayetinde sol bir parti olan CHP’nin adayı
olduğunu ve sol oyları aldığını, kendisinin ise “milliyetçi-muhafazakâr” “merkez
sağ” seçmenlerin oyunu aldığını ifade etti. Akşener, “Atadan dededen ben CHP’liyim
diyen seçmen, sonucunda gidiyor, Türkiye’deki gerçekliği biliyorsunuz, gidiyor
oraya (CHP’ye) oy veriyor. (…) Selçuklu coğrafyasında göreceksiniz, her türlü iddiaya
varım, her şehirden milletvekili çıkacak” dedi.
‘İddialarını
ispatlayamayan şerefsizdir’ dedim; bir bilgi ve belge veremediler
Meral Akşener, bir soru üzerine, kendisi hakkındaki “FETÖ’cü”
suçlamalarına da cevap verdi. Bu suçlamanın, MHP Genel Başkanlığına aday olduğu
günden itibaren dile getirildiğine işaret eden Akşener, şunları söyledi:
“Şimdi bu siyasetçi kılıklı insanlar, devamlı dedi kodu
yaptılar. Ellerinde bir bilgi ve belgeyi savcılara götürüp veremediler.
Olağanüstü Hal şartları var. Bunu yapmaları mümkün. Sonuç itibariyle ancak
dedikodu, dedikodudan sonra isnad, isnaddan sonra iftira haline geldi. İftira
haline geldikten sonra, seyircilerimizden özür dileyerek söylüyorum, ben dedim
ki, ‘elinde bilgi ve belge olanlar, derhal savcılığa başvursunlar. Bunu
yapmayıp, sadece bana iftirada bulunuyorlarsa, iddialarını ispatlayamayan
şerefsizdir!’. Şimdi 2,5 yıldır bu siyasetçi kılıklı insanlar, şerefsiz olarak
geziyorlar. Ne yapabilirim? Ben, ne yapabilirim? Şimdi en son Sayın Başbakan,
TİKA’yı kapatacağımı ve –böyle bir şey yok- ve Fethullah Gülen’den, FETÖ terör
örgütünden talimat aldığımı söyledi. Yahu, bu ülkenin siz, koskocaman
Başbakanısınız. Adalet Bakanı emrinizde, herkes emrinizde; verin talimatı,
baksınlar, etsinler. Haydi şuradan (televizyon stüdyosundan) alsınlar beni,
tutuklasınlar. Yani ben kimim ki? Hiçbir şeyim yok. Dokunulmazlığım yok, şuyum
yok, buyum yok. Bizim örgütümüzün içinden de FETÖ’cülükten tutuklanan yok. Çok
ilginç bir şey var yalnız; parti üyemiz, bir Ağır Ceza Hakimi, Kerim Yılmaz
diye Ağır Ceza Hakimi, yıllarca FETÖ’cülerle mücadele etmiş bir arkadaşımız, bu
Halk Bankası ile ilgili açık bilgilerden oluşan bir tweet attı ve bu tweeti
sebebiyle Halk Bankası, ‘Bankamızın itibarını zedeledi’ diye mahkemeye verdi ve
şimdi arkadaşımız, tutuklu bekliyor.”
Artık çizilen bu
teflon tavayı atmak lâzım
FETÖ ile mücadele iddiasında en önemli sözün “aldatıldık”
sözü olduğunu ifade eden Akşener, bu kişilerin, teflon tava gibi kendilerinin
üzerine hiçbir şeyin yapışmayacağını zannediyorlar. Başlangıçta öyleydi; ama
ben, bir kadınım. Kadınlar bilir; teflon tava çizilmeye başladığı zaman
yemekler tutar (yapışır). Zaten onu atarsın. Şimdi bu teflon tavayı atmak
zamanı geldi; çünkü yapışmaya başladı. Çizildi” dedi.
Bana “FETÖ’cü” diyen Meclis
Başkanının damatları…
Kendisine “FETÖ’cü diyen TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın
damadının kaçak olduğunun ortaya çıktığını, hastanesine atanan kayyımın da
Kahraman’ın diğer damadı olduğunu söyledi.
İsim vermeden, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı,
Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın da FETÖ okulundan mezun olduğunu, “Fethullah
Gülen’den icazet alınmadan hiçbir iş yapılmaz” diyen bir milletvekilinin, bir
şehirde AK Parti’nin birinci sıra milletvekili adayı olduğunu kaydetti.
Bir izleyici sorusu üzerine, FETÖ suçlamasıyla tutuklanan
Kerim Çoraklı’nın durumu hakkında da bilgi veren Akşener, Çoraklı’nın, Ankara
İl Başkanlığı’nın sigortalı çalışanı olduğunu, kendisinin de tanıdığı ve
sevdiği bir genç olduğunu belirtti. Akşener, “Kerim, 17-25 Aralık’tan sonra
Sayın Bahçeli’nin söylediği sözleri tweet haline getirdiği için içeride” dedi. Bakın,
17-25 Aralık’tan sonra, MHP çatısı altında bir kardeşimiz, ülkücü bir
kardeşimiz, “Ata Grubu” diye bir grubu vardı sosyal medyada. Genel Merkez
mahreçli, tekraren söylüyorum, Sayın Bahçeli’nin attığı tweetler, söylediği
sözleri tweet haline getirip attığı için, esasen FETÖ’den ziyade Sayın
Cumhurbaşkanına attığı tweetlerden dolayı gözaltında” diye konuştu.
“İhanet” ve “ticaret”
kesimi uçtu, “ibadet” kesimi tutuklu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Tabanı ibadet, ortası ticaret,
tavanı ihanet” sözünü hatırlatan Akşener, “İhanet faslı, uçtu gitti. Ticaret erbabı, parayı bastırdı gitti. Geriye
kaldı, “ibadet” denen kesim, tutuklu” dedi.
5 günlük erler
müebbet hapis cezasına çarptırıldılar
Akşener, 15 Temmuz darbe teşebbüsü sebebiyle erlerin müebbet
hapis cezasına çarptırıldıklarına işaret ederek, “Şimdi 5 günlük er, komutanı
desin bakalım ‘şuraya gidiyorsun’ da, ‘Hayır’ diyebilir mi? Şimdi bu çocuklar
müebbet hapiste. E komutanlar ne yaptı? Onlar nerede? Bu işin sorumluları
nerede? (…) Bu çocuklar, nereye emanet? Devlete emanet. Bu çocuklar, devlete
emanet edilmiş. E peki FETÖ’cüleri kim doldurdu? O devleti kim yönetiyor? AK
Parti iktidarı. Kendilerine emanet edilmiş çocukları ziyan zebil ettiler. Onun
için ne bu mücadele yapılabiliyor; ancak şimdi kendimi yalnız turnusol kâğıdı
gibi hissediyorum. Kim bana çok yüksek sesle FETÖ’cü diyorsa bilin ki ya
kriptodur, ya arkasında tuhaf bir ilişki biçimi vardır, ya da çevresindekiler
derin FETÖ’cüdür” diye konuştu.
Ben, “TİKA’yı
kapatacağız” demedim
Akşener’e TİKA’yı kapatıp kapatmayacağı da soruldu. Bu soru
üzerine Akşener, şunları söyledi:
“Ben, TİKA’yı kapatacağımı söylemedim; fakat TİKA, 4 milyar
Dolar, yıllık para harcıyor. 4 milyar Dolar. Şu soruyu soracağım: Şimdi Allah
nasib eder de milletimiz teveccüh ederse, cumhurbaşkanı seçilip, millet
ittifakı da 301’i geçen bir, yani Meclis çoğunluğunu aldığı zaman, ilk iş
olarak bu devletin elindeki arpalık haline gelmiş, çiftlik haline gelmiş bütün kurumlara
tek tek bakacağız. Hazineden ne kadar para alıyor? Ne kadar insan çalışıyor ve
hangi işleri yapıyor ve bu para, doğru kullanılmış mı? Şimdi TİKA, bir örnek. Nedense
TİKA’dan hopladılar. TİKA’nın 4 milyar Doları nereye harcadığını, buradan kimlerin
faydalandığını bilmek zorundayız. Bunu bileceğiz ve ıslah edilecek. Ben, sadece
YÖK’ü kapatacağımızı söyledim. Bir de TRT’yi satacağımızı söyledim”
TRT, halkın
vergilerini çar çur ediyor
Akşener, “Devletin hiç televizyonu kalmayacak mı?” sorusuna
da, halkın vergileriyle faaliyet gösteren TRT’nin yılda 2,5 milyar Lira harcama
yaptığını, milletin vergilerini çar çur ettiğini söyledi. Akşener, “Bunu da
düzenleyeceğiz” dedi.
Adaylıktan
çekilmeyeceğimi zaten daha 25 Ekim’de ilân etmiştim
11. Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’ün ortak aday gösterilmesine neden karşı çıktığına dair bir soruyu
da cevaplayan Akşener, “Bir kere Sayın Gül’le ilgili menfi bir düşüncem yok. Kendisini
tanır, sayar ve severim” dedi. Akşener, adaylıktan çekilmeyeceğini daha 25 Ekim
tarihinde ilân ettiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hatta bu çatı adayı ben bile olsam kabul etmeyeceğimi
söyledim; çünkü Ekmeleddin vakasını yaşadık hep birlikte. Sonra da 16 Nisan
referandumunu yaşadık. Referandumda gördük ki, farklı farklı grupların yaptığı
görüşte insanların siyasî gelenekten grupların yaptığı çalışmalar, Türkiye’de
kurulmuş olan o tahterevalli oyununu bozdu. Bu güne kadar medyada, siyasî
partilerde, muhalefette Sayın Erdoğan’ın kurduğu bir mantık üzerinden ve bir tavır
üzerinden, tutum üzerinden tanımladı her şey. 16 Nisan’da bunun farklı olduğunu
gördük. Nitekim o günün şartlarında her şey çok daha farklı olmasına rağmen, soru
işaretli bir sonuç olmakla birlikte, hadi doğru kabul edelim, 49’a 51 çıktı. Şimdi
bütün muhalefeti bir araya toplayıp, tekraren söylüyorum, o aday ben dahi
olsam, Sayın Kılıçdaroğlu’na da söyledim, basınla da zaman zaman, çok başından
paylaşmıştım, doğru olmadığını iddia ettim ve bu tesbitimde haklı çıktım. Şimdi
ama Sayın Gül’ün aday olmasını isterdim. Meselâ Saadet Partisi’nin adayı
olmasını isterdim. Ben, netice itibariyle 100 bin imza ile aday oldum. Onu da
ilân etmiştim. Eğer milletimiz bu imzaları, yani vermeseydi, aday maday
olmayacağımı da söyledim. Ki grup kurmuştuk o arada. Grup, beni aday
gösterebilir konumda olmasına rağmen, bunu kabul etmedim.”
Erdoğan, birinci tura
kadar İnce’yi, ikinci turda beni muhatap alacak
Fatih Altaylı, Meral Akşener’e, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
neden sadece CHP adayı Muharrem İnce’yi muhatap aldığını da sordu. Erdoğan’ın
sağ oyları kendisinde toplamak için karşısına Muharrem İnce’yi aldığını ifade
eden Akşener, “Burada bir sorun yok; ama bir de korkuyor benden. Şimdi siz,
korktuğunuzu muhatap alır mısınız? Yanından sıvışırsınız. Ne zaman muhatap
alacak, biliyor musunuz? İkinci turda. Çok neşeli olacak. İkinci tura ben
kalacağım” dedi.
Erdoğan, CHP adayı İnce’yi
rakip seçerek sağ oyları kendisinde toplamak istedi
Muharrem İnce’nin “seçilmiş
rakip” olduğunu ileri süren Akşener, bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
“Tayyip Bey, rakibini seçti. ‘Seçilmiş rakip’ diye bir tanım
var. Rakibini seçti. Bu, Sayın İnce’nin isminden ve şahsından bağımsız. Yani, “Cumhuriyet
Halk Partisi’nin adayı”nı rakip olarak seçti. Zaten Sayın Erdoğan, Cumhuriyet
Halk Partisi’nin seçmeninden oy moy istemiyor. O kadar Cumhuriyet Halk Partisi’ne
alenî sövüp de o seçmenden oy alabilir misiniz? Almazsınız. Orayı
şeytanlaştırıp düşmanlaştırarak, buradaki, sağın her renginden oluşan %65’i kendine
raptetmeye çalışıyor. Birisi çıktı (Akşener), kökü merkez sağ. Milliyetçi
Hareket Partisi bünyesinde bulunmuş; yani DYP’de politika yapmış, Milliyetçi
Hareket Partisi’nin bünyesinden gelen, dahası oraya dahil olmuş, sonra aday
olduğu için MHP’nin Genel Başkanı hoplamış vesaire vesaire… 2,5 yıldır bir
mücadeleyi arkadaşlarıyla beraber veriyor ve bir de üstüne üstlük cinsiyet
olarak kadın. Şimdi bu seçmenin, yani diye diye de ancak bana, para diyemiyorlar,
pul diyemiyorlar, ahlâksız diyemiyorlar, şu diyemiyorlar, bu diyemiyorlar,
hiçbir şey diyemiyorlar; flu bir FETÖ hikâyesi var, onunla da şerefsiz olarak
yaşıyor hepsi. Şimdi böyle bir pozisyonda bu seçmenin, bizim hedefimiz, demin d
söyledim, buradan seçmeni hedefliyoruz ve o seçmene talibiz. Dolayısıyla bu
seçmen, bana mı yüzünü çevirir, bu kadar şeytanlaştırılmış bir Cumhuriyet Halk
Partisi, şuuraltına ittirilen Cumhuriyet Halk Partisi adayına mı? Bakın, Sayın
İnce ile ilgisi yok bunun.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder