6 Haziran 2018 Çarşamba

Akşener: Erdoğan, sağ oyları toplamak için kendisine rakip olarak CHP adayı İnce’yi seçti; ama göreceksiniz ikinci tura ben kalacağım


İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin, Erdoğan tarafından “seçilmiş rakip” olduğunu ileri sürdü. Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, sol bir parti olan CHP adayını kendisine rakip olarak seçip, CHP’yi şeytanlaştırarak bütün sağ oyları kendisinde toplamaya çalıştığını söyledi. Erdoğan’ın bu sebeple sadece Muharrem İnce’yi muhatap aldığını belirten Akşener, “Beni ne zaman muhatap alacak biliyor musunuz? İkinci turda. Çok neşeli olacak. İkinci tura ben kalacağım” dedi. Akşener, Erdoğan’ın stratejisinin, Muharrem İnce’nin ismi ve şahsıyla ilgisi olmadığını, sadece sol bir partinin adayı olması üzerine üretilmiş bir strateji olduğunu kaydetti.

İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener, Habertürk televizyonunda yayınlanan “Teke Tek” programında, gazeteci Fatih Altaylı’nın güncel siyasî konulara dair sorularını cevapladı.

Muharrem İnce ile ben, farklı seçmen kitlelerine hitap ediyoruz

CHP’nin adayı Muharrem İnce’nin giderek daha fazla rağbet görmeye başladığına dair görüşleri değerlendirmesi istenen Akşener, İnce’nin hitab ettiği kitle ile kendisinin hitab ettiği kitlenin farklı olduğunu söyledi. Akşener, İnce’nin nihayetinde sol bir parti olan CHP’nin adayı olduğunu ve sol oyları aldığını, kendisinin ise “milliyetçi-muhafazakâr” “merkez sağ” seçmenlerin oyunu aldığını ifade etti. Akşener, “Atadan dededen ben CHP’liyim diyen seçmen, sonucunda gidiyor, Türkiye’deki gerçekliği biliyorsunuz, gidiyor oraya (CHP’ye) oy veriyor. (…) Selçuklu coğrafyasında göreceksiniz, her türlü iddiaya varım, her şehirden milletvekili çıkacak” dedi.

‘İddialarını ispatlayamayan şerefsizdir’ dedim; bir bilgi ve belge veremediler

Meral Akşener, bir soru üzerine, kendisi hakkındaki “FETÖ’cü” suçlamalarına da cevap verdi. Bu suçlamanın, MHP Genel Başkanlığına aday olduğu günden itibaren dile getirildiğine işaret eden Akşener, şunları söyledi:

“Şimdi bu siyasetçi kılıklı insanlar, devamlı dedi kodu yaptılar. Ellerinde bir bilgi ve belgeyi savcılara götürüp veremediler. Olağanüstü Hal şartları var. Bunu yapmaları mümkün. Sonuç itibariyle ancak dedikodu, dedikodudan sonra isnad, isnaddan sonra iftira haline geldi. İftira haline geldikten sonra, seyircilerimizden özür dileyerek söylüyorum, ben dedim ki, ‘elinde bilgi ve belge olanlar, derhal savcılığa başvursunlar. Bunu yapmayıp, sadece bana iftirada bulunuyorlarsa, iddialarını ispatlayamayan şerefsizdir!’. Şimdi 2,5 yıldır bu siyasetçi kılıklı insanlar, şerefsiz olarak geziyorlar. Ne yapabilirim? Ben, ne yapabilirim? Şimdi en son Sayın Başbakan, TİKA’yı kapatacağımı ve –böyle bir şey yok- ve Fethullah Gülen’den, FETÖ terör örgütünden talimat aldığımı söyledi. Yahu, bu ülkenin siz, koskocaman Başbakanısınız. Adalet Bakanı emrinizde, herkes emrinizde; verin talimatı, baksınlar, etsinler. Haydi şuradan (televizyon stüdyosundan) alsınlar beni, tutuklasınlar. Yani ben kimim ki? Hiçbir şeyim yok. Dokunulmazlığım yok, şuyum yok, buyum yok. Bizim örgütümüzün içinden de FETÖ’cülükten tutuklanan yok. Çok ilginç bir şey var yalnız; parti üyemiz, bir Ağır Ceza Hakimi, Kerim Yılmaz diye Ağır Ceza Hakimi, yıllarca FETÖ’cülerle mücadele etmiş bir arkadaşımız, bu Halk Bankası ile ilgili açık bilgilerden oluşan bir tweet attı ve bu tweeti sebebiyle Halk Bankası, ‘Bankamızın itibarını zedeledi’ diye mahkemeye verdi ve şimdi arkadaşımız, tutuklu bekliyor.”

Artık çizilen bu teflon tavayı atmak lâzım

FETÖ ile mücadele iddiasında en önemli sözün “aldatıldık” sözü olduğunu ifade eden Akşener, bu kişilerin, teflon tava gibi kendilerinin üzerine hiçbir şeyin yapışmayacağını zannediyorlar. Başlangıçta öyleydi; ama ben, bir kadınım. Kadınlar bilir; teflon tava çizilmeye başladığı zaman yemekler tutar (yapışır). Zaten onu atarsın. Şimdi bu teflon tavayı atmak zamanı geldi; çünkü yapışmaya başladı. Çizildi” dedi.

Bana “FETÖ’cü” diyen Meclis Başkanının damatları…

Kendisine “FETÖ’cü diyen TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın damadının kaçak olduğunun ortaya çıktığını, hastanesine atanan kayyımın da Kahraman’ın diğer damadı olduğunu söyledi.

İsim vermeden, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı, Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın da FETÖ okulundan mezun olduğunu, “Fethullah Gülen’den icazet alınmadan hiçbir iş yapılmaz” diyen bir milletvekilinin, bir şehirde AK Parti’nin birinci sıra milletvekili adayı olduğunu kaydetti.

Bir izleyici sorusu üzerine, FETÖ suçlamasıyla tutuklanan Kerim Çoraklı’nın durumu hakkında da bilgi veren Akşener, Çoraklı’nın, Ankara İl Başkanlığı’nın sigortalı çalışanı olduğunu, kendisinin de tanıdığı ve sevdiği bir genç olduğunu belirtti. Akşener, “Kerim, 17-25 Aralık’tan sonra Sayın Bahçeli’nin söylediği sözleri tweet haline getirdiği için içeride” dedi. Bakın, 17-25 Aralık’tan sonra, MHP çatısı altında bir kardeşimiz, ülkücü bir kardeşimiz, “Ata Grubu” diye bir grubu vardı sosyal medyada. Genel Merkez mahreçli, tekraren söylüyorum, Sayın Bahçeli’nin attığı tweetler, söylediği sözleri tweet haline getirip attığı için, esasen FETÖ’den ziyade Sayın Cumhurbaşkanına attığı tweetlerden dolayı gözaltında” diye konuştu.

“İhanet” ve “ticaret” kesimi uçtu, “ibadet” kesimi tutuklu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet” sözünü hatırlatan Akşener, “İhanet faslı, uçtu gitti.  Ticaret erbabı, parayı bastırdı gitti. Geriye kaldı, “ibadet” denen kesim, tutuklu” dedi.

5 günlük erler müebbet hapis cezasına çarptırıldılar

Akşener, 15 Temmuz darbe teşebbüsü sebebiyle erlerin müebbet hapis cezasına çarptırıldıklarına işaret ederek, “Şimdi 5 günlük er, komutanı desin bakalım ‘şuraya gidiyorsun’ da, ‘Hayır’ diyebilir mi? Şimdi bu çocuklar müebbet hapiste. E komutanlar ne yaptı? Onlar nerede? Bu işin sorumluları nerede? (…) Bu çocuklar, nereye emanet? Devlete emanet. Bu çocuklar, devlete emanet edilmiş. E peki FETÖ’cüleri kim doldurdu? O devleti kim yönetiyor? AK Parti iktidarı. Kendilerine emanet edilmiş çocukları ziyan zebil ettiler. Onun için ne bu mücadele yapılabiliyor; ancak şimdi kendimi yalnız turnusol kâğıdı gibi hissediyorum. Kim bana çok yüksek sesle FETÖ’cü diyorsa bilin ki ya kriptodur, ya arkasında tuhaf bir ilişki biçimi vardır, ya da çevresindekiler derin FETÖ’cüdür” diye konuştu.

Ben, “TİKA’yı kapatacağız” demedim

Akşener’e TİKA’yı kapatıp kapatmayacağı da soruldu. Bu soru üzerine Akşener, şunları söyledi:

“Ben, TİKA’yı kapatacağımı söylemedim; fakat TİKA, 4 milyar Dolar, yıllık para harcıyor. 4 milyar Dolar. Şu soruyu soracağım: Şimdi Allah nasib eder de milletimiz teveccüh ederse, cumhurbaşkanı seçilip, millet ittifakı da 301’i geçen bir, yani Meclis çoğunluğunu aldığı zaman, ilk iş olarak bu devletin elindeki arpalık haline gelmiş, çiftlik haline gelmiş bütün kurumlara tek tek bakacağız. Hazineden ne kadar para alıyor? Ne kadar insan çalışıyor ve hangi işleri yapıyor ve bu para, doğru kullanılmış mı? Şimdi TİKA, bir örnek. Nedense TİKA’dan hopladılar. TİKA’nın 4 milyar Doları nereye harcadığını, buradan kimlerin faydalandığını bilmek zorundayız. Bunu bileceğiz ve ıslah edilecek. Ben, sadece YÖK’ü kapatacağımızı söyledim. Bir de TRT’yi satacağımızı söyledim”

TRT, halkın vergilerini çar çur ediyor

Akşener, “Devletin hiç televizyonu kalmayacak mı?” sorusuna da, halkın vergileriyle faaliyet gösteren TRT’nin yılda 2,5 milyar Lira harcama yaptığını, milletin vergilerini çar çur ettiğini söyledi. Akşener, “Bunu da düzenleyeceğiz” dedi.

Adaylıktan çekilmeyeceğimi zaten daha 25 Ekim’de ilân etmiştim

 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ortak aday gösterilmesine neden karşı çıktığına dair bir soruyu da cevaplayan Akşener, “Bir kere Sayın Gül’le ilgili menfi bir düşüncem yok. Kendisini tanır, sayar ve severim” dedi. Akşener, adaylıktan çekilmeyeceğini daha 25 Ekim tarihinde ilân ettiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hatta bu çatı adayı ben bile olsam kabul etmeyeceğimi söyledim; çünkü Ekmeleddin vakasını yaşadık hep birlikte. Sonra da 16 Nisan referandumunu yaşadık. Referandumda gördük ki, farklı farklı grupların yaptığı görüşte insanların siyasî gelenekten grupların yaptığı çalışmalar, Türkiye’de kurulmuş olan o tahterevalli oyununu bozdu. Bu güne kadar medyada, siyasî partilerde, muhalefette Sayın Erdoğan’ın kurduğu bir mantık üzerinden ve bir tavır üzerinden, tutum üzerinden tanımladı her şey. 16 Nisan’da bunun farklı olduğunu gördük. Nitekim o günün şartlarında her şey çok daha farklı olmasına rağmen, soru işaretli bir sonuç olmakla birlikte, hadi doğru kabul edelim, 49’a 51 çıktı. Şimdi bütün muhalefeti bir araya toplayıp, tekraren söylüyorum, o aday ben dahi olsam, Sayın Kılıçdaroğlu’na da söyledim, basınla da zaman zaman, çok başından paylaşmıştım, doğru olmadığını iddia ettim ve bu tesbitimde haklı çıktım. Şimdi ama Sayın Gül’ün aday olmasını isterdim. Meselâ Saadet Partisi’nin adayı olmasını isterdim. Ben, netice itibariyle 100 bin imza ile aday oldum. Onu da ilân etmiştim. Eğer milletimiz bu imzaları, yani vermeseydi, aday maday olmayacağımı da söyledim. Ki grup kurmuştuk o arada. Grup, beni aday gösterebilir konumda olmasına rağmen, bunu kabul etmedim.”

Erdoğan, birinci tura kadar İnce’yi, ikinci turda beni muhatap alacak

Fatih Altaylı, Meral Akşener’e, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neden sadece CHP adayı Muharrem İnce’yi muhatap aldığını da sordu. Erdoğan’ın sağ oyları kendisinde toplamak için karşısına Muharrem İnce’yi aldığını ifade eden Akşener, “Burada bir sorun yok; ama bir de korkuyor benden. Şimdi siz, korktuğunuzu muhatap alır mısınız? Yanından sıvışırsınız. Ne zaman muhatap alacak, biliyor musunuz? İkinci turda. Çok neşeli olacak. İkinci tura ben kalacağım” dedi.

Erdoğan, CHP adayı İnce’yi rakip seçerek sağ oyları kendisinde toplamak istedi

Muharrem İnce’nin  “seçilmiş rakip” olduğunu ileri süren Akşener, bu konuda şu değerlendirmede bulundu:

“Tayyip Bey, rakibini seçti. ‘Seçilmiş rakip’ diye bir tanım var. Rakibini seçti. Bu, Sayın İnce’nin isminden ve şahsından bağımsız. Yani, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı”nı rakip olarak seçti. Zaten Sayın Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçmeninden oy moy istemiyor. O kadar Cumhuriyet Halk Partisi’ne alenî sövüp de o seçmenden oy alabilir misiniz? Almazsınız. Orayı şeytanlaştırıp düşmanlaştırarak, buradaki, sağın her renginden oluşan %65’i kendine raptetmeye çalışıyor. Birisi çıktı (Akşener), kökü merkez sağ. Milliyetçi Hareket Partisi bünyesinde bulunmuş; yani DYP’de politika yapmış, Milliyetçi Hareket Partisi’nin bünyesinden gelen, dahası oraya dahil olmuş, sonra aday olduğu için MHP’nin Genel Başkanı hoplamış vesaire vesaire… 2,5 yıldır bir mücadeleyi arkadaşlarıyla beraber veriyor ve bir de üstüne üstlük cinsiyet olarak kadın. Şimdi bu seçmenin, yani diye diye de ancak bana, para diyemiyorlar, pul diyemiyorlar, ahlâksız diyemiyorlar, şu diyemiyorlar, bu diyemiyorlar, hiçbir şey diyemiyorlar; flu bir FETÖ hikâyesi var, onunla da şerefsiz olarak yaşıyor hepsi. Şimdi böyle bir pozisyonda bu seçmenin, bizim hedefimiz, demin d söyledim, buradan seçmeni hedefliyoruz ve o seçmene talibiz. Dolayısıyla bu seçmen, bana mı yüzünü çevirir, bu kadar şeytanlaştırılmış bir Cumhuriyet Halk Partisi, şuuraltına ittirilen Cumhuriyet Halk Partisi adayına mı? Bakın, Sayın İnce ile ilgisi yok bunun.”

Hiç yorum yok: